Ruanda hükümeti, Belçika ile olan diplomatik ilişkilerini kesme kararı aldı. Kararın ardından, tüm Belçikalı diplomatların 48 saat içinde ülkeyi terk etmeleri istendi. Ruanda Dışişleri Bakanlığı, bu kararın Belçika'nın 'neo-sömürgeci hayallerini sürdürme' girişimleri ve Ruanda'ya karşı sistematik olarak düşmanca hareket etmesi nedeniyle alındığını açıkladı. Belçika'nın, Ruanda'ya karşı yalan ve manipülasyon kullandığı, hem Ruanda'yı hem de bölgeyi istikrarsızlaştırmaya çalıştığı ifade edildi.
Ruanda, Belçika'yı 1994 soykırımına yol açan etnik aşırılığı körüklemek ve soykırımı inkar eden grupların ülke topraklarını kullanmasına izin vermekle suçladı. Ruanda Dışişleri Bakanlığı, kararın ulusal çıkarlarını, Ruandalıların onurunu, egemenliği, barışı ve karşılıklı saygı ilkelerini koruma kararlılığının bir yansıması olduğunu belirtti. Bu karar, iki ülke arasındaki ilişkilerde önemli bir dönüm noktası olarak kayda geçti.
Belçika hükümeti de Ruanda'nın kararına karşılık olarak, ülkedeki tüm Ruandalı diplomatları sınır dışı etme kararı aldı. Belçika Dışişleri Bakanı, Ruanda'nın kararından duyduğu üzüntüyü dile getirerek, kararı 'orantısız' olarak nitelendirdi. Öte yandan, Belçika'nın, Ruanda'nın M23 isyancı grubunu desteklediği yönündeki iddialar üzerine, Ruanda'ya yaptırım uygulanması için Avrupa ülkelerine çağrıda bulunduğu biliniyor. Kongo Demokratik Cumhuriyeti'nde yaşanan çatışmalarda ise Ocak ayından bu yana 7 bin kişi hayatını kaybetti.
