Milli Eğitim Bakanlığı'nın (MEB) öğretmen sorunlarına çözüm bulamaması, ücretli öğretmenlik uygulamasının artarak devam etmesine neden oluyor. 100 bine yakın öğretmen, kadrolu öğretmenlerle aynı görevleri yapmalarına rağmen, sosyal güvenceden yoksun ve asgari ücretin altında bir maaşla çalışıyor. Bu durum, eğitimde kalitenin düşmesine ve öğretmenlerin motivasyonunun azalmasına yol açıyor.
Ücretli öğretmenlerin çoğu ön lisans mezunu olup, bazı şehirlerde ücretli öğretmen sayısı kadrolu öğretmen sayısını geçmektedir. Maliyet nedeniyle kadro verilememesi, bu uygulamanın temel nedeni olarak gösteriliyor. Ancak, bu durumun eğitim sistemine olumsuz etkileri göz ardı edilemez. Ücretli öğretmenlerin özlük hakları ve maaşları, kadrolu öğretmenlere göre çok daha yetersiz durumda. Bu durum, eğitimde sürdürülebilir bir yapı oluşturulmasını zorlaştırıyor.
Türk Eğitim-Sen'in araştırmalarına göre, 2024-2025 eğitim öğretim yılında ücretli öğretmen sayısı artmış ve norm kadro açığı 100 bini aşmıştır. Ücretli öğretmenler, ders ücreti üzerinden maaş almakta, hafta sonu ve tatillerde ücret alamamakta ve sosyal güvencelerden mahrum kalmaktadır. Bu durum, öğretmenlerin yaşam standartlarını düşürmekte ve eğitim kalitesini olumsuz etkilemektedir. Eğitimde kalitenin artırılması ve öğretmenlerin haklarının korunması için acilen çözüm üretilmesi gerekmektedir.
