1960'larda İngiltere'de yapılan tüyler ürpertici bir deney, yıllar sonra ortaya çıkan detaylarla gündeme bomba gibi düştü. Coventry'de yaşayan Hint kökenli 21 kadına, rızaları olmadan radyoaktif izotoplarla zenginleştirilmiş lavaş ekmekleri yedirildiği ve demir emilimlerinin ölçüldüğü ortaya çıktı. Bu gizli deney, hem bilim dünyasında hem de kamuoyunda büyük bir infiale yol açtı. Deneyin ortaya çıkmasıyla birlikte, kadınların sağlıkları üzerindeki olası etkileri ve etik dışı uygulamalarla ilgili sorular gündeme geldi.
Deneyin detayları, ilk olarak bir belgesel ve ardından sosyal medyada yayılan paylaşımlar aracılığıyla gün yüzüne çıktı. Araştırmacılar, demir mineralinin vücuttaki emilimini ölçmek amacıyla, o dönemlerde yaygın olarak kullanılan bir yönteme başvurdu. Ancak, bu yöntem, deneklerin rızası alınmadan ve radyasyon içeren maddelerin kullanılmasıyla etik sınırları aştı. Deneyin ortaya çıkmasıyla birlikte, kadınların yaşadığı travmalar, İngiliz hükümetinin bu skandala yaklaşımı ve mağdurlara tazminat ödenip ödenmeyeceği gibi önemli sorular gündeme geldi.
Olayın yankıları sürerken, mağdur kadınların yakınları ve İngiliz kamuoyu, yetkililerden hesap sormaya hazırlanıyor. Kadınların isimlerinin ve sağlık durumlarının bilinmemesi, soruşturmaları ve tazminat taleplerini zorlaştırıyor. Ancak, bu durum, adalet arayışından vazgeçilmesine neden olmuyor. Mağdur yakınları, İngiliz hükümetinden, bu korkunç deneyde sorumluluğu olanların hesap vermesini ve kadınlara hak ettikleri değeri vermesini talep ediyor. Bu olay, bilimsel araştırmalarda etik kuralların ne kadar önemli olduğunu bir kez daha gözler önüne seriyor.
