Galatasaray, uzun bir aradan sonra ideal kadrosuyla Fenerbahçe karşısına çıktı. Maçın ilk yarısı, mücadele ve gerilim dolu anlara sahne oldu. Sloven hakem Slavko Vincic'in yönettiği karşılaşmada net gol pozisyonları oldukça azdı. Ancak, iki takımın da sahaya koyduğu mücadele, derbinin atmosferini ve önemini yansıttı. Maçın başından sonuna kadar hissedilen gerginlik, futbolun ötesinde anlamlar taşıyan bu rekabetin bir yansımasıydı.
İki takım da galibiyet için sahaya çıkarken, teknik direktörler temkinli bir oyun planı benimsemişlerdi. Fenerbahçe, son haftalardaki yükselen form grafiği ve Avrupa'daki başarısının getirdiği moralle daha oturmuş bir oyun sergiledi. Galatasaray ise kadro eksikliklerine rağmen, kendi sahasında daha istekli bir oyun ortaya koymaya çalıştı. Her iki takım da sahada galibiyet için mücadele ederken, maçın atmosferi gerginliği artırarak heyecanı doruğa çıkardı.
Maçın ikinci yarısında pozisyonlar arttı, ancak gol sesi çıkmadı. Topla oynama oranlarında Galatasaray'ın üstünlüğü bulunurken, şut ve pozisyon üstünlüğü Fenerbahçe'deydi. Son anlara kadar yüksek bir tempoda geçen maçta, oyuncuların performansı ve hakemin kararları büyük önem taşıdı. Maçın sonunda, Türk hakem olsa birkaç kart ve penaltısı fazla olması muhtemel denirken, taraftarların beklentisi golle sonuçlanmadı ve derbi beraberlikle sonuçlandı.
