Ege Denizi'nde yaşanan sarsıntılar, Santorini ve çevresindeki volkanik hareketlilikle birlikte Türkiye için jeotermal kaynakların potansiyel tehlikelerini gündeme getirdi. Uzmanlar, jeotermal kaynakların doğru kullanıldığında enerji üretimi sağladığını ancak fay hatlarıyla ilişkili olması nedeniyle basınç artışı ve deprem tetikleme riski taşıdığını belirtiyor.
Türkiye, jeotermal enerji konusunda Avrupa'da birinci, dünyada dördüncü sırada yer alıyor. Ancak jeotermal kaynakların kullanımı sırasında dikkatli olunması gerekiyor. Özellikle zorlamalı jeotermal sistemlerin, yüksek basınçla yer altına su basılması sonucu depremleri tetikleyebileceği ve Güney Kore'deki gibi yıkıcı sonuçlara yol açabileceği vurgulanıyor. Bu nedenle, jeotermal tesislerin jeofizik mühendislerinin yakın takibi ve yasal düzenlemelerin yapılması önem taşıyor.
Jeotermal enerjinin, rüzgar ve güneş enerjisine göre daha sürekli ve çevre dostu bir alternatif olduğu belirtiliyor. Ancak, jeotermal projelerin hayata geçirilmesinde bilimsel verilerin dikkate alınması ve risk analizlerinin yapılması gerekiyor. Uzmanlar, jeotermal kaynakların potansiyel faydalarından yararlanırken, olası riskleri de göz önünde bulundurarak güvenli ve sürdürülebilir bir enerji politikası izlenmesi gerektiğine dikkat çekiyor.
