Plastik kirliliğine karşı küresel bir anlaşma oluşturulması çabaları sürerken, fosil yakıt üreticisi ülkelerin tutumu, anlaşmanın önündeki en büyük engel olarak karşımıza çıkıyor. Uluslararası Kirleticileri Yok Etme Ağı yöneticisi Bjorn Beeler, elektrikli araç talebinin artmasıyla birlikte fosil yakıt üreticilerinin plastik üretimine yöneldiğini belirtiyor. Bu durum, petrol ve doğal gaz üreticilerinin yeni pazar arayışlarına girmesiyle sonuçlanıyor ve plastik üretiminin artmasına neden oluyor. Beeler, özellikle fosil yakıt üretiminde kontrol mekanizmasının olmaması ve kimyasal üretimindeki sınırlı denetimler nedeniyle küresel bir plastik anlaşmasının hayati önem taşıdığını vurguluyor.
Anlaşma, plastiklerin ve kimyasalların üretimini merkeze alırken, müzakereler insan sağlığı ve çevre üzerindeki tahribatlara odaklanıyor. Ancak, petrol ve doğal gaz ihraç eden birçok ülke, plastik üretimi ve kimyasallar üzerinde bir kontrol sağlanmasını istemiyor. Bu durum, anlaşma metninin oluşturulmasını zorlaştırıyor. Özellikle ekonomileri fosil yakıt üretimine bağlı ülkelerin farklı tutumlar sergilemesi, müzakereleri çıkmaza sokuyor. Bazı ülkeler sorumluluk alırken, ihracatlarını etkileyecek bir kontrolü istemeyen ülkeler de bulunuyor. Bu farklı yaklaşımlar, anlaşmanın geleceği üzerinde belirsizlik yaratıyor.
Son olarak, anlaşmanın tamamlanması için daha fazla müzakere ve uzlaşma gerekiyor. Beeler, Busan’daki son görüşmelerin tamamen başarısız olarak değerlendirilmemesi gerektiğini belirtiyor. Anlaşmada plastik üretimi ve kimyasalların ele alınmasını isteyen 100'den fazla ülke bulunuyor. Bu durum, anlaşmanın gerçekleşmesi için umut verici bir gelişme. Ancak, anlaşmanın resmi olarak kabul edilmesi, uluslararası hukuka ve ulusal yasalara yansıtılması, kararların alınması gibi uzun bir süreç gerekiyor. Bu süreçte en az iki INC toplantısına daha ihtiyaç duyuluyor ve anlaşmanın 2026'da tamamlanabileceği tahmin ediliyor.
