Ukrayna savaşı, Amerika Birleşik Devletleri'nin (ABD) taşeron taktiğinin acı bir örneği olarak üçüncü yılını dolduruyor. ABD ve Batı'nın desteğiyle savaşa sürüklenen Ukrayna, harap olmuş şehirleri, milyonlarca göçmeni ve çöken ekonomisiyle mücadele ediyor. Bu durum, ABD'nin savaş ve çıkar odaklı dış politikasının bir yansıması olarak karşımıza çıkıyor.
ABD, Ukrayna'ya silah desteği sağlayarak Rusya'yı dize getireceği vaadinde bulundu. Ancak gerçekte amaç, silah fabrikalarını beslemek, Avrupa'yı Rus gazından koparmak ve Ukrayna'yı borç batağına sürüklemekti. Bu durum, ABD'nin daha önce Saddam Hüseyin, Kaddafi ve PKK/YPG gibi birçok müttefikine karşı uyguladığı 'kullan-at' politikasının bir devamı niteliğinde.
Ukrayna Devlet Başkanı Volodimir Zelensky'nin son ABD ziyaretinde yaşadığı aşağılanma, bu politikanın en güncel ve çarpıcı örneği oldu. Trump'ın Zelensky'ye karşı sergilediği tutum, ABD'nin değişen çıkarları doğrultusunda müttefiklerini nasıl harcadığını gözler önüne serdi. Bu durum, ABD'ye güvenen herkesin, günün sonunda bir çöp poşeti gibi kenara atılma riskiyle karşı karşıya olduğunu gösteriyor.
