İmralı'dan gelen 'şartsız' mesaj, kamuoyunda olumlu bir etki yaratırken, Sırrı Süreyya Önder'in toplantıda yaptığı sözlü bir ekleme, tartışmalara ve soru işaretlerine neden oldu. Yazılı metinde yer almayan ve 'silahların bırakılması, PKK'nın feshi, demokratik siyaset ve hukuki boyutun tanınmasını gerektirir' ifadesi, özellikle PKK'ya yakın kaynaklarda öne çıkarıldı. Bu durum, sürecin nasıl şekilleneceği ve tarafların beklentileri konusunda belirsizlikler yarattı. Öcalan'ın bu notun eklenmesini istediği belirtilirken, bunun yazılı metne neden dahil edilmediği merak konusu oldu.
Sözlü olarak aktarılan bu not, Öcalan'ın mesajının özünü zayıflatma riski taşıyor olabilir. Kamuoyunun yazılı metni ikna edici bulmasına rağmen, sözlü ekleme zihinlerde 'acaba' sorularını doğurdu. PKK'ya yakın çevrelerin bu detayı manşetlere taşıması ve asıl önemin yazılı metinden ziyade bu sözlü ifadeye verilmesi, olası bir pazarlık zemini yaratma veya sürecin farklı yönlere çekilme ihtimalini akıllara getirdi. Bu durum, Kandil'in olası tutumuna dair de endişeler oluşturuyor.
Sonuç olarak, Kandil'in ateşkes ilanı ve diğer açıklamalarına rağmen, süreçte hala önemli belirsizlikler mevcut. Önder'in sözlü notu, bu yeni sürecin de önceki açılım süreçleri gibi sonuçlanabileceğine dair bir şüphe uyandırıyor. Bu nedenle, İmralı'ya giden heyetin, olası yanlış anlaşılmaları hızla gidermesi ve süreci şeffaf bir şekilde yönetmesi büyük önem taşıyor. İlk kez bu kadar ciddi bir süreç izlenimi varken, yanlış adımlarla sürecin zedelenmemesi gerekiyor.
