Çin merkezli yapay zeka girişimi DeepSeek'in, açık kaynaklı ve düşük maliyetli DeepSeek-R1 modeliyle OpenAI gibi dev rakiplere meydan okuması, dünya genelinde yapay zeka rekabetini yeniden şekillendiriyor. İstanbul Teknik Üniversitesi'nden Prof. Dr. Mustafa Ergen'in değerlendirmelerine göre, bu gelişme, büyük dil modellerine erişimde daha önce var olan yüksek maliyetli GPU ihtiyacı gibi engelleri ortadan kaldırıyor. DeepSeek'in daha az GPU ile etkili modeller geliştirebildiğini kanıtlaması, finans piyasalarını da hareketlendirerek Microsoft, NVIDIA ve OpenAI gibi büyük oyuncuların hızlı adımlar atmasına neden oluyor. Bu rekabet, Türkiye gibi ülkelerin de dikkatle izlediği bir teknoloji yarışına dönüşüyor.
DeepSeek'in yükselişi, yapay zeka alanında Çin'in artan etkisini ve teknoloji bağımsızlığı hedefini de gözler önüne seriyor. Çin, yapay zeka alanında yaptığı yatırımlarla, ortaokul seviyesinden itibaren yapay zeka eğitimini müfredata dahil ederek ve çip teknolojilerine yaptığı yatırımlarla bu alandaki iddiasını ortaya koyuyor. Türkiye'nin de bu süreçte yapay zeka çalışmalarına hız vermesi, özellikle kamu ve özel sektör arasındaki koordinasyonun sağlanması, liyakat seviyesinin artırılması ve uluslararası iş birliklerinin geliştirilmesi gerekiyor. Yapay zeka eğitiminin yaygınlaştırılması ve Türkiye'ye özgü bir düzenleyici modelin oluşturulması da hayati önem taşıyor.
Yapay zeka, sunduğu fırsatlarla birlikte etik ve güvenlik açılarından da önemli riskler barındırıyor. Özellikle yanlış bilgi yayılımı, DeepFake içerikler ve telif hakları ihlalleri gibi sorunlar, yapay zeka regülasyonlarının acilen oluşturulmasını gerektiriyor. Türkiye'nin, yapay zeka alanındaki gelişmeleri yakından takip ederek, hem inovasyonu teşvik eden hem de güvenliği sağlayan bir yaklaşım benimsemesi gerekiyor. Bu bağlamda, yapay zeka çiplerinden başlayarak kapsamlı bir güvenlik sisteminin kurulması, ülkenin bu alandaki stratejik konumunu güçlendirecektir.
