Ohan Şaşkal, karikatür sanatının yanı sıra Ermeni şiirini Türkçeye kazandıran önemli bir isim. Onun çalışmaları, farklı kültürler arasındaki köprüleri güçlendirirken, edebiyat dünyasına da zenginlik katıyor.
Ohan'ın sanat yolculuğu, Yılmaz Güney'in Yeni Güney dergisinde Ohannes Şaşkal ile tanışmasıyla şekilleniyor. Burhan Solukçu'nun anısına hazırlanan K-ÖMÜR sergisi, bu dostluğun önemli bir ürünü oluyor. Zaman içinde İsmail Yıldırım ile yaptıkları çalışmalar, 12 Eylül darbesi nedeniyle yarım kalmış olsa da, Ohan'ın sanata olan bağlılığı hiç azalmıyor. Paris'teki Le Chiendent sergisi ve Hrant Dink anısına adanmış etkinlikler, onun kültürel mirasa olan duyarlılığını gösteriyor.
Ohan, karikatürlerinde çizgileri bir iletken tel, mizahı ise elektrik akımı olarak tanımlıyor. Onun karikatürleri, güncel olayları ele alsa da, evrensel bir dille zamansız mesajlar veriyor. Aynı zamanda, Ermeni şairlerini çevirirken de özgünlüğü koruyarak, şiirlerin ruhunu ve duygusunu okuyucuya aktarmayı başarıyor. Onun çevirileri, farklı kültürlerin bir araya gelmesine ve edebiyatın zenginleşmesine önemli katkılar sağlıyor.
