İlber Ortaylı'nın analizine göre, Trump döneminde ABD'nin dış politikası, paraya odaklı ve pragmatik bir yaklaşımla şekilleniyor. Ortaylı, Trump'ın Ukrayna'ya yönelik tutumunu, kaynakları koruma ve Çin faktörünü göz önünde bulundurarak değerlendiriyor. ABD'nin, Rusya'yı karşısına almamak adına Ukrayna'nın doğusunu Rusya'ya bırakma eğiliminde olduğu ve bu durumun, Çin'in yükselişiyle doğrudan ilişkili olduğu ifade ediliyor.
Ortaylı, Münih Güvenlik Konferansı'nda ABD'nin diplomasi anlayışındaki değişime dikkat çekiyor. Özellikle ABD Başkan Yardımcısı Vance'in konuşması, diplomatik üsluptan uzaklığıyla dikkat çekmiş. Ortaylı, bu durumun ABD'nin dış politikasının geleceği açısından tartışmalı olduğunu belirtirken, Türkiye'nin bu süreçte bağımsız ve tarafsız kalması gerektiğini vurguluyor. Ayrıca, Avrupa'nın Türkiye'ye bakış açısındaki değişikliklere de değinerek, gelecekteki olası ittifakların ve işbirliklerinin önemine işaret ediyor.
Son olarak, Ortaylı, Bakü ziyaretinden izlenimlerini aktarıyor ve Azerbaycan'daki kültürel ve dilsel çeşitliliğe dikkat çekiyor. Azerbaycan'ın, Türkiye ile benzer kültürel bağları koruduğunu ve İstanbul Türkçesi'nin yaygın olarak kullanıldığını belirtiyor. Ortaylı, değişen dünyada Türkiye'nin dış politikasının esnek olması ve farklı bölgelerdeki sorunlara duyarlı yaklaşması gerektiğini vurgulayarak analizini tamamlıyor.
